Bir ülkenin yolları, köprüleri, gökdelenleri olabilir…
Ama adalet eksikse, o ülke sessizce çöker.
Adalet, yalnızca mahkeme salonlarında aranmaz. Günlük hayatın her anında, nefes gibi hissedilmesi gerekir. Hak ettiğini alamayan işçi, evladına burs çıkmayan anne, köyde su bekleyen çiftçi… Adalet bir duygu, bir güven meselesidir.
Bugün bazı gençler gece gündüz çalışıyor; ama bir başkası kayıp bir diplomanın gölgesinde koltuklara oturabiliyor. Eşit olmayan bir yarışta koşmak zorunda kalmak, halkın en çok yıprandığı durumdur.
Eğer adalet geç kalırsa, güvensizlik yerleşir. Ve unutmayın: onu hiçbir köprü, havaalanı veya yatırım geri getiremez.
Bu milletin adalete değil, adaletin bu millete borcu var.